londra moda haftası
3 posters
BAKTABUL :: KARIŞIK :: Hanımların Yeri
1 sayfadaki 1 sayfası
londra moda haftası
Hızlı adımlarla Doğa Tarihi Müzesi’ne doğru yürüyorum. Beş dakika sonra Bora Aksu’nun şovu başlayacak. Yetişememe telaşı ve Bora Aksu’yu tekrar izleyebilme heyecanıyla koştura koştura yerimi alıyorum.
Bu sezon da bir önceki sezon olduğu gibi Doğa Tarihi Müzesi’nde (Natural History Museum) gerçekleştirilen Londra Moda Haftası, 160’ın üzerinde tasarımcının stand katılımı ve aralarında Michiko Koshino, Julien Macdonald, Erdem, Paul Smith, Betty Jackson, Jonathan Saunders ve Bora Aksu gibi başarılı isimlerin yer aldığı 48 tasarımcı Sonbahar Kış defileleriyle gerçekleştirdi. Ana defile programının dışında yer alan (Off-Schedule) 31 tasarımcı ise şovlarını, aralarında Royal Acedemy of Arts‘ında bulunduğu çeşitli mekanlarda gerçekleştirdiler.
</B>Off-Schedule’de yer alan ve izleme şansını yakaladığım tasarımcılardan Julie Berube ve
Allegra Hicks’in de şovları Royal Acedemy of Arts’ta gerçekleşti. Bu sezon da Julie Berube’nin koleksiyonuna göz atarsak kendi yalın ve feminen çizgisinden ödün vermediğini görebiliriz. Geniş paça pantolonlardan, kapişonlu gömlek elbiselere, sıcak yünlü paltolara yer verdiği koleksiyonunu kocaman büzgülü yaka ve detaylarla kombinlediğini görüyoruz. Tasarımcı koleksiyonunu Woody Allen’ın yönetmiş olduğu “Annie Hall “(1977) ve Liza Minnelli’nin başrol oynadığı “Cabaret “(1972) adlı kasikleşmiş fimlerin baş rol kadın oyuncularından esinlenerek hazırlamış. Koleksiyon renkleri siyah, krem, yumuşak gri tonları, bitter çikolata.
Off-Schedule’de yer alan bir diğer tasarımcı olan Allegra Hicks’in koleksiyonu 70’lerin bohem ruhunun günümüzün modern görünümü ile birleşiminden oluşuyor. Özellikle çiçek ve kaktüs şekillerinden esinlenerek hazırlanmış zengin baskı detayları yumuşak kumaşlarla beraber koleksiyonun en lüks ve çarpıcı detaylarını oluşturmakta. Koleksiyon yeşil tonlar, maviler, puslu morlar, bej ve sıcak kırmızılardan oluşmuş. Allegra Hicks bu koleksiyonunda İtalya’nın güçlü isimlerinden olan Salvatore Ferragamo ile
Bir diğer koleksiyon ise benim gerçekten etkilendiğim tasarımcılardan biri olan Michiko Koshino. Tasarımcı ağırlıklı olarak jarse, saten, yün ve kürkü kullandığı son koleksiyonunda bütün alkışları almayı gerçekten hak etmişti. Son derece zengin hazırlanmış koleksiyonun bazı detayları özellikle abartılarak hazırlanmıştı. Kocaman şişirilmiş kabarık omuzlar ve ince şifonlar üzerine giydirilmiş örümcek ağı şeklinde hazırlanmış dokular koleksiyonun en dikkat çekici detayları arasında yer almıştı. Bütün bu koleksiyon futuristik görünümlü dokuma şapkalar ile kombinlenmişti. Kan kırmızı saten elbiseler ve kürk omuzluklar koleksiyonun ayrıca dikkat çeken parçaları arasında. Renkler ağırlıklı olarak krem, beyaz, gri tonları ve kırmızı. Bu sezon da bir önceki sezon olduğu gibi ses getiren şovlardan biri İngiliz tasarımcı Betty Jakson’a aitti. Yine oldukça elegan bir koleksiyonla karşımızda olan kıdemli tasarımcı günümüzün modern stilini belirleyen birçok İngiliz tasarımcının yanı sıra daha akıcı bir stile sahip.
Geleneksel tailoring işi kısa ceketler ve kalem eteklerin dışında bu koleksiyon dantel detayları ile yumuşatılmış.
güzel bir birliktelik gerçekleştirmiş. Salvatore Ferragamo’nun retro havasının ağırlıklı hissedildiği ayakkabı koleksiyonu ile koleksiyon daha da renklendirilmiş.
On-Schedule’de yer alan ve takip edebildiğim isimler ise Bora Aksu, Camilla Staerk, Tata Naka, Michiko Koshino ve Betty Jackson.
Tata-Naka’nın kurucuları olan Rus ikiz kızkardeş Tamara ve Natasha Sonbahar Kış Peri Masalı koleksiyonlarını çocukluk döneminden esinlenerek hazırlamışlar. Bu dönemin tecrübesizliği fakat kendini sınırsızca ifade etmenin özgürlüğü ile kaprisli bir romantizm içinde eğlenceli bir koleksiyon ile karşımızdaydılar. Kontrast ve dikkat çekici baskı detaylarını elegan görünümlü parçalarla birleştirerek yerleşmiş, alışılmış olan görünümü yıkmanın peşindeydiler. Renkler rus kırmızısı, kraliyet mavisi, krem ve siyah.
Parlak fuşya renginden parçalar en dikkat çekici yanını oluştururken, koyu renkler arasında tüvit ve ekoselerin bej ve kahve tonları koleksiyonun genel havasını oldukça dengelemiş. Saten elbiseler üzerindeki büyük çiçek motif baskıları, hayvan baskılı ceket ve paltolar koleksiyonun can alıcı parçaları arasında.
Ve son olarak kapanışı Bora Aksu ile yapıyoruz. Bu sezon Londra Moda Haftası’nda iki Türk isimden biri olan Bora, 7. sezonu ile güçlü adımlarla ilerliyor. Kendisini ikinci kez izleyişim ve ikinci kez gönülden bu heyecanı hissedişim.
Son koleksiyonu “The Naked Muse” olarak adlandıran tasarımcı Camilla Staerk Otto Dix’in “Anita Berber’in Portresi” adlı çalışmasından esinlenerek koleksiyonunu tamamlamış. Dix bu çalışmasında modern çağın ruhunu yakaladığı gibi dansçı Anita Berber’in güçlü cinsel kimliğini de başarılı bir şekilde vurgulamış. Koleksiyon bu çekiciliği iç gıdıklayıcı jartier, deri, parlak kumaşlar, transparan dantel gibi detaylarla yansıtmış.
Koleksiyon kendi içinde vücudu sıkı sıkı saran kumaşlar ve vücudu vurgulayan korseler ile kadın vücudunun mükemmelliğini onurlandırmaktadır. Kadife, kaşmir ve süed gibi yumuşak sofistike malzemeler de kullanılarak koleksiyon daha da zenginleştirilmiştir.
Bora Aksu’nun bu son koleksdiyonunu izlediğimde, arka fondan dolayı sanki modeller podyuma ormandan fırlamış gibiydier. Koleksiyonunda alışık olduğumuz stilinden ödün vermeyen tasarımcı, detaylardaki vurguları özellikle bel kısımlarında yogunlaştırmıştı. Deri lazer işlemeli kemerler ve yüksel bel pileli geniş pantolonlar herhangi bir zamana ait olmayan feminen görünümü vurgulamaktaydı. Trikoların sıkça kullanıldığı koleksiyonda ağır geleneksel kumaşlar ipek tül, şifon, koton ve kadife ile kombinlenmişti. Volümlü kol ve omuz detayları, asimetrik beden parçalamaları ayrıca dikkat çekici detaylar arasında. Koleksiyon renkleri yeşil, toprak tonları, yumuşak pastel tonlar ve krem.
Bu sezon da bir önceki sezon olduğu gibi Doğa Tarihi Müzesi’nde (Natural History Museum) gerçekleştirilen Londra Moda Haftası, 160’ın üzerinde tasarımcının stand katılımı ve aralarında Michiko Koshino, Julien Macdonald, Erdem, Paul Smith, Betty Jackson, Jonathan Saunders ve Bora Aksu gibi başarılı isimlerin yer aldığı 48 tasarımcı Sonbahar Kış defileleriyle gerçekleştirdi. Ana defile programının dışında yer alan (Off-Schedule) 31 tasarımcı ise şovlarını, aralarında Royal Acedemy of Arts‘ında bulunduğu çeşitli mekanlarda gerçekleştirdiler.
</B>Off-Schedule’de yer alan ve izleme şansını yakaladığım tasarımcılardan Julie Berube ve
Allegra Hicks’in de şovları Royal Acedemy of Arts’ta gerçekleşti. Bu sezon da Julie Berube’nin koleksiyonuna göz atarsak kendi yalın ve feminen çizgisinden ödün vermediğini görebiliriz. Geniş paça pantolonlardan, kapişonlu gömlek elbiselere, sıcak yünlü paltolara yer verdiği koleksiyonunu kocaman büzgülü yaka ve detaylarla kombinlediğini görüyoruz. Tasarımcı koleksiyonunu Woody Allen’ın yönetmiş olduğu “Annie Hall “(1977) ve Liza Minnelli’nin başrol oynadığı “Cabaret “(1972) adlı kasikleşmiş fimlerin baş rol kadın oyuncularından esinlenerek hazırlamış. Koleksiyon renkleri siyah, krem, yumuşak gri tonları, bitter çikolata.
Off-Schedule’de yer alan bir diğer tasarımcı olan Allegra Hicks’in koleksiyonu 70’lerin bohem ruhunun günümüzün modern görünümü ile birleşiminden oluşuyor. Özellikle çiçek ve kaktüs şekillerinden esinlenerek hazırlanmış zengin baskı detayları yumuşak kumaşlarla beraber koleksiyonun en lüks ve çarpıcı detaylarını oluşturmakta. Koleksiyon yeşil tonlar, maviler, puslu morlar, bej ve sıcak kırmızılardan oluşmuş. Allegra Hicks bu koleksiyonunda İtalya’nın güçlü isimlerinden olan Salvatore Ferragamo ile
Bir diğer koleksiyon ise benim gerçekten etkilendiğim tasarımcılardan biri olan Michiko Koshino. Tasarımcı ağırlıklı olarak jarse, saten, yün ve kürkü kullandığı son koleksiyonunda bütün alkışları almayı gerçekten hak etmişti. Son derece zengin hazırlanmış koleksiyonun bazı detayları özellikle abartılarak hazırlanmıştı. Kocaman şişirilmiş kabarık omuzlar ve ince şifonlar üzerine giydirilmiş örümcek ağı şeklinde hazırlanmış dokular koleksiyonun en dikkat çekici detayları arasında yer almıştı. Bütün bu koleksiyon futuristik görünümlü dokuma şapkalar ile kombinlenmişti. Kan kırmızı saten elbiseler ve kürk omuzluklar koleksiyonun ayrıca dikkat çeken parçaları arasında. Renkler ağırlıklı olarak krem, beyaz, gri tonları ve kırmızı. Bu sezon da bir önceki sezon olduğu gibi ses getiren şovlardan biri İngiliz tasarımcı Betty Jakson’a aitti. Yine oldukça elegan bir koleksiyonla karşımızda olan kıdemli tasarımcı günümüzün modern stilini belirleyen birçok İngiliz tasarımcının yanı sıra daha akıcı bir stile sahip.
Geleneksel tailoring işi kısa ceketler ve kalem eteklerin dışında bu koleksiyon dantel detayları ile yumuşatılmış.
güzel bir birliktelik gerçekleştirmiş. Salvatore Ferragamo’nun retro havasının ağırlıklı hissedildiği ayakkabı koleksiyonu ile koleksiyon daha da renklendirilmiş.
On-Schedule’de yer alan ve takip edebildiğim isimler ise Bora Aksu, Camilla Staerk, Tata Naka, Michiko Koshino ve Betty Jackson.
Tata-Naka’nın kurucuları olan Rus ikiz kızkardeş Tamara ve Natasha Sonbahar Kış Peri Masalı koleksiyonlarını çocukluk döneminden esinlenerek hazırlamışlar. Bu dönemin tecrübesizliği fakat kendini sınırsızca ifade etmenin özgürlüğü ile kaprisli bir romantizm içinde eğlenceli bir koleksiyon ile karşımızdaydılar. Kontrast ve dikkat çekici baskı detaylarını elegan görünümlü parçalarla birleştirerek yerleşmiş, alışılmış olan görünümü yıkmanın peşindeydiler. Renkler rus kırmızısı, kraliyet mavisi, krem ve siyah.
Parlak fuşya renginden parçalar en dikkat çekici yanını oluştururken, koyu renkler arasında tüvit ve ekoselerin bej ve kahve tonları koleksiyonun genel havasını oldukça dengelemiş. Saten elbiseler üzerindeki büyük çiçek motif baskıları, hayvan baskılı ceket ve paltolar koleksiyonun can alıcı parçaları arasında.
Ve son olarak kapanışı Bora Aksu ile yapıyoruz. Bu sezon Londra Moda Haftası’nda iki Türk isimden biri olan Bora, 7. sezonu ile güçlü adımlarla ilerliyor. Kendisini ikinci kez izleyişim ve ikinci kez gönülden bu heyecanı hissedişim.
Son koleksiyonu “The Naked Muse” olarak adlandıran tasarımcı Camilla Staerk Otto Dix’in “Anita Berber’in Portresi” adlı çalışmasından esinlenerek koleksiyonunu tamamlamış. Dix bu çalışmasında modern çağın ruhunu yakaladığı gibi dansçı Anita Berber’in güçlü cinsel kimliğini de başarılı bir şekilde vurgulamış. Koleksiyon bu çekiciliği iç gıdıklayıcı jartier, deri, parlak kumaşlar, transparan dantel gibi detaylarla yansıtmış.
Koleksiyon kendi içinde vücudu sıkı sıkı saran kumaşlar ve vücudu vurgulayan korseler ile kadın vücudunun mükemmelliğini onurlandırmaktadır. Kadife, kaşmir ve süed gibi yumuşak sofistike malzemeler de kullanılarak koleksiyon daha da zenginleştirilmiştir.
Bora Aksu’nun bu son koleksdiyonunu izlediğimde, arka fondan dolayı sanki modeller podyuma ormandan fırlamış gibiydier. Koleksiyonunda alışık olduğumuz stilinden ödün vermeyen tasarımcı, detaylardaki vurguları özellikle bel kısımlarında yogunlaştırmıştı. Deri lazer işlemeli kemerler ve yüksel bel pileli geniş pantolonlar herhangi bir zamana ait olmayan feminen görünümü vurgulamaktaydı. Trikoların sıkça kullanıldığı koleksiyonda ağır geleneksel kumaşlar ipek tül, şifon, koton ve kadife ile kombinlenmişti. Volümlü kol ve omuz detayları, asimetrik beden parçalamaları ayrıca dikkat çekici detaylar arasında. Koleksiyon renkleri yeşil, toprak tonları, yumuşak pastel tonlar ve krem.
Gamze- Süper Mod.
- Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07
Geri: londra moda haftası
umarım begenirsiniz
Gamze- Süper Mod.
- Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07
Geri: londra moda haftası
bazı kıyafetler ıyyyy ama saol
pInaR- Süper Mod.
- Mesaj Sayısı : 1216
Kayıt tarihi : 11/06/07
Geri: londra moda haftası
Paylaşım için saol gamze..
empty- MODERATÖR
- Mesaj Sayısı : 421
Kayıt tarihi : 10/06/07
BAKTABUL :: KARIŞIK :: Hanımların Yeri
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz