BAKTABUL
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

VE ÖLÜMÜ :'(

2 posters

Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:02 pm

İLK MUAYENE

****** 1937 yılının ilk aylarından bu yana çeşitli rahatsızlıklar duymaya başlamıştı. Burnu kanıyor, vücudu kaşınıyor ve kabarıyordu. Yüzü solmuş, sinir dengesi bozulmuştu. Kendini iştahsız ve halsiz hissediyordu.
Hasta olan arkadaşlarına kızan, doktor muayenesini sevmeyen ******, fırsat buldukça çok güvendiği Neşet Ömer Bey (İrdelp)'e kendini muayene ettirmeye ve sağlık durumu hakkında bilgi almaya başlamıştı. Ancak ilk muayene sonunda, kalbinde, karaciğerinde, böbreğinde bir şey bulunamamıştı. Buna rağmen ******'ün renginde ve yüzündeki çizgilerde bariz değişiklikler başlamıştı.
Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:03 pm

İLK TEŞHİS





Doktorlar ******'e kaplıca tavsiye etmişlerdi. ****** kür tedavisi için ani bir kararla Yalova'ya gitmeye karar verdi.
Prof. Dr. Nihat Reşat Belger anlatıyor;
"1937 senesinde, Yalova kaplıcalarının hekimiydim. O sıralarda, ****** de birkaç aydan beri Yalova'da istirahat buyuruyordu. Bir gün beni çağırttı. Bir müddetten beri kaşıntıdan şikayetçi olduğunu söyledi." Müsaade ederseniz sizi önce bir muayene edeyim."dedim ve ettim. Muayenemde, bilhassa bacaklarında kaşıntıdan mütevellit tırnak izleri müşahade ettim. Palpasyonda (elle muayenede) karaciğerin, kosta (kaburga kemiği) kenarını üç parmak kadar geçmiş olduğunu ve sertleştiğini tespit ettim. Muayene sırasında hiç konuşmadık. Kendisine muayenenin bittiğini bildirdiğim zaman, ****** kaşıntının sebebinin ne olduğunu sordu.
"Efendim, bu kaşıntı kanaatimce yemekle, daha doğrusu içmekle ilgilidir." dedim.
****** önce inanmak istemedi. Beni imtihan etmek istercesine, "Buna kati olarak emin misiniz?" dedi.
"Evet efendim karaciğeriniz normale nazaran büyük ve sert . Kaşıntının sebebi budur."dedim.
Prof Dr. Nihat Reşat Belger'den sonra, ******'ü İstanbul'dan gelen Prof. Dr. Neşet Ömer'de muayene etti. İki doktorun müşterek teşhisi aynı idi. ******, Yalova'da rejime alındı. Tedaviden bir süre sonra iyileşme sezilmeye başlamıştı. Fakat ****** Bursa'ya oradan Mudanya'ya geçti. Mudanya'dan Ege Vapuru ile İstanbul'a hareket etti. ****** Şubat ayı başında Dolmabahçe Saray'ında idi. Park Oteldeki davetten geç saat saraya dönen ******, ertesi gün şiddetli öksürük ve göğüs ağrısı ile uyandı. Prof. Dr. Nihat Reşat Belger, Dolmabahçe sarayındaki muayenesinde ******'e zatürre teşhisi koydu.

Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:04 pm

ATATÜRK'ÜN DOKTORLARI





****** kendisine yabancı doktor getirilmesini ısrarlı ricalardan sonra kabul etmiş, bu arada sağlığını devamlı kontrol altında tutabilmek için ülkenin tanınmış hekimlerinden iki ekip oluşturulmuştu. Sürekli ve danışman doktorlar.


  • Prof. Dr. Neşet Ömer İRDELP
  • Prof. Dr. Nihat Reşat BELGER
  • Opr. Dr. Mim Kemal ÖKE
  • Prof. Dr. Mustafa Hayrullah DİKER
  • Prof. Dr. Akil Muhtar ÖZDEN
  • Prof. Dr. Süreyya Hidayet SERTER
  • Dr. Asım ARAR
  • Prof. Dr. Abravaya MARMARALI
  • Dr. Mehmet Kamil BERK


Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:04 pm

BEN HASTAYIM ÇOCUK






Zatürre'den kurtulur kurtulmaz ******, İsmet İnönü ile birlikte 27 Şubat 1938'de Ankara'ya geldi.
Celal Bayar Anlatıyor:
"Balkan Antantının Ankara toplantısı günleri idi. Yugoslav Başbakanı Dr. Stoyadiniçle görüşüyordum. Şükrü Kaya yaklaştı :
"Sağlık Bakanlığı müsteşarı Dr. Asım derhal görüşmek istiyor."dedi. Mevzuun, ******'ün sağlığı ile ilgili olduğunu hemen anladım. Çünkü meslek ve şahsiyetine güvendiğim Dr. Asım Arar hükümet namına, Ata'nın müdavi tabipleriyle daima temasta idi. Bana endişelerini açıkladı:
"Burnundan kan geldiğini söylediler. Bu hastalığın yeni merhalesidir. Dışardan mütehassıs getirilmesi tavsiyemi tekraren arzediyorum." dedi.
******'ün gerek görmediği tavsiyeyi bu sefer ısrarla rica ve kabul ettirmek kararıyla Çankaya'ya gittim. Beni beklemiyordu. Arzumu sükunetle dinledikten sonra:
"Ortada Hatay meselesi var. Hastalığımın dışarıda duyulmasını istemem. Neşet Ömer'le konuş. Burada zaten tıp kongresi var. Bizim doktorlar konsültasyon yapsınlar." cevabını verdi.
Doktorlar geldiler. Muayeneden sonra alkol ve sigara almaması, mutlak dinlenmesi gibi şart, fakat bir anda hepsinin birden yerine getirilmesi güç tavsiyelerini tekrar ettiler.
****** hekimlerin ortak kararını dinledikten sonra :
"Zannederim haklıdırlar" dedi.
Ben sağlığının ülke için asıl şart olduğunu ve bu temel mevzuun yanında Hatay üzerinde menfi tesir yapma dahil, hiçbir ihtimalin düşünülmeyeceğini ısrarla tekrarladım. Derin teessürümü mümkün olduğunca saklama gayretime rağmen, benliğime hakim acının elbette ki farkında idi. Yavaş bir ses tonu ile:
"ÇOCUK..NE YAPACAKSAN YAP, BEN HASTAYIM" dedi.
Her şeyini, memleketi için hizmet saydığı emeklerine cömertçe feda etmiş ******, ilk defa hastayım diyordu.

Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:05 pm

KUMANDAN BENİM


******, Celal Bayar'ın ısrarı üzerine Fransız doktor Fissenger'in getirilmesini kabul etmişti ve 28 Mart 1938 günü Fissenger Ankara'ya geldi.
Fransız Prof.Dr.Fissenger, ******'ü muayene etti, başta Prof. Neşet Ömer ve diğer doktorlardan bilgiler aldıktan sonra ******'e;
"Ben sizi iyi edeceğim. Fakat benden evvel siz kendi kendinizi iyi edeceksiniz; Şüphesiz ki siz, büyük bir kumandansınız. Büyük zaferlerin sahibisiniz. Fakat bu işin kumandanı benim. Bana yardım edeceksiniz."
Üslubu ve mantık ******'ün hoşuna gitmişti.
"Peki dedi, kabul."
******'ün olumlu yaklaşımı üzerine Prof. Fissenger, ******'ün günlük hayatını, bir tablo halinde çizdi. Ağzına tek damla alkol almayacak, şezlonga uzanarak istirahat edecekti. Yemesi içmesi, düzenlenmiş listeye göre olacaktı. Prof. Dr. Fissenger Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreterliğine ******'ün sağlığı ile ilgili bir rapor sundu. Bu raporda ******'ün ciddi bir rahatsızlığı olmadığı, bir buçuk aylık bir istirahata ihtiyacı olduğu belirtiliyordu
Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:06 pm

GÜNEY GEZİSİ

O günlerde Hatay Sorunu had safhadaydı. Kendisini iyi hissettiğini söyleyen ******, Hatay meselesini istediği şekilde sonuçlandırmak için önce Mersin'e oradan Adana'ya sınıra kadar uzanmaya karar verdi. Doktorları önce bu isteğe şiddetle karşı çıktıysalar da, muayeneden sonra "gidebilir" dediler.
******, Hatay konusundaki kararlılığını, Mersin'e hareketinden iki gün önce Celal Bayar'a şöyle bildirmişti.:
"Benim, kırk asırlık Türk yurdu, Hatay esir kalamaz dediğimi unutmuş olanlar olabilir. Ama ben unutmadım, unutamam, sen de unutamazsın."
20 Mayıs 1938'de Mersin'e doğru yola çıktı. Mersin'den Tarsus'a oradan Adana'ya geçti. Hatay konusunun en kritik döneminde, sağlığı üzerindeki olumsuz düşüncelerin neticeyi etkileyeceği düşüncesiyle, sınıra kadar otomobiliyle giderek askeri birlikleri denetledi, resmi geçitlerde sürekli ayakta bekledi. Sağlıklı olduğunu hissettirmek için her şeyi denedi.
24 Mayıs 1938'de Adana'dan ayrıldı.
Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:07 pm

SAVARONA


****** yurt gezisinden geldikten sonra çok yorulmuştu karnındaki şişlikte giderek artıyordu. Florya'dan Dolmabahçe'ye dönerken küçük bir de kriz atlatmıştı.
31 Mayıs 1938'de ******'ün sabırsızlıkla beklediği Savarona Yatı gelmiş Dolmabahçe önünde demirlemişti. 1 Haziran 1938'de ******, Savarona'ya geçti.
İtina ile giyinmiş olan ****** önce her yeri gezdi, ayrıntılarla meşgul oldu bu da onu yordu. Deniz havasının kendisine iyi geleceğini hissediyor ve orda şifa bulacağını düşünüyordu.
Ama Savarona'daki tedaviden de müspet sonuç alınamamıştı. Bedeni sürekli güç kaybediyor, karnındaki şişlik giderek artıyordu. Dr. Fissenger tekrar davet edildi. 25 Temmuz akşamı ****** fenalaşmıştı. ****** yatı terkederek saraya çıkmayı düşündü. Saraydaki odalarının daha serin olabileceğini ve orada daha rahat edebileceğini düşünüyordu.
Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:08 pm

KARNINDAN SU ALINMASI






Profesör Fissenger 4. kez İstanbul'a gelmişti. Fissenger saraya gelir gelmez ******'ü baştan aşağıya tekrar muayene etti. ****** artık ıstıraba dayanamıyor; karnında toplanan suyun verdiği sıkıntıdan kurtulabilmek için bir an evvel alınmasını istiyordu. Hastalık artık iyice ilerlemiş son ve en tehlikeli dönemine girmişti. Birinci ponksiyon 7 Eylül 1938'de Profesör Fissenger ve Profesör Neşet Ömer İrdelp nezaretinde, Operatör Mim Kemal Öke tarafından yapıldı.
Kılıç Ali Anlatıyor:
"Ponksiyondan sonra derhal odalarına girdim. Gördüğüm manzara şuydu.
****** adeta birdenbire zayıflamış, çok zayıflamıştı. İki kolunu başının altına alarak arka üstü yatıyorlardı. Karnını büyük bir sargı ile sarmışlardı. Odadan içeriye girer girmez yanlarına koştum.
" Geçmiş olsun paşam!" diyerek başının altına aldığı kollarının pazusunu öptüm. Bana doktorların duyamayacağı kadar yavaş bir sesle ;
"Çıkan suyu gördün mü? Bu kadar bir su kabı insanın karnının üstüne konsa nasıl tahammül eder ? Bak ben ne haldeyim, nasıl tahammül etmişim ?"
"Geçmiş olsun Paşam, bunların hepsi geçecek." dedim ve gözyaşlarımı kendilerine göstermeden ve teessürümü hissettirmemek için bir fırsat bularak doktorların arkasından sıyrılıp hemen odadan dışarı çıktım."
******'ün artık tam bir istirahate ihtiyacı vardı. Fazla konuşmaması ve yanlarında konuşulup kendilerinin yorulmaması lazımdı. Bu konuya doktorları büyük önem veriyorlardı.

Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:08 pm

İLK KOMA






Profesör Fissenger'in fikrinin alınmasından sonra, doktorlar ikinci ponksiyon'un gününü tespit için toplandılar. Operatör Doktor Mim Kemal Öke, 21 Eylül günü ******'ün karnında biriken suyu tekrar aldı. 26-27 Eylül günü ****** ilk kez komaya girdi. Komayı atlatan ****** Ankara'ya gitmek istiyordu. Ancak doktorlar ******'ün Ankara'ya gitmesine izin vermiyorlardı. ****** isyan edercesine "Ankara'ya gidelim. Ne olacaksam orada olayım " diyor, doktorların izin vermemelerinin sebepleri açıklanınca hiddetleniyordu.
****** "Beni bir an evvel Ankara'ya götürün yapılacak mühim işler var", demiş, ne yazık ki yapacakları, düşündükleri ne ise yapamamıştı.
Yapılan tüm tedavilere rağmen ****** günden güne kötüleşiyor, karın bölgesinde su toplanmaya devam ediyordu. Viyana'dan Eppinger, Almanya'dan Bergmann adında iki profesör gelmişti. Bunların koydukları teşhis ve tedavi aynı idi "siroz". ****** 16 Ekim 1938'de ağır bir komaya daha girdi ve 20 Ekim gününe kadar komada kaldı.

Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:09 pm

SON SAATLER





Tüm tedavilere rağmen günden güne eriyen ******, 8 Kasım 1938 günü şiddetli bir rahatsızlık daha geçirdi. Saat altı buçuk gibi gelen bu rahatsızlıkta ******'ün midesi bulanmış ve kusmaya çalışmıştı.
Sürekli istifra etmeye çalışan ******, bu sırada Hasan Rıza Beye (Soyak) bakarak "Saat kaç?" diye birkaç kez sormuş, Hasan Rıza Bey her soruşunda "Saat 7 efendimiz" diyerek cevap vermişti.
Bu sırada kendisine haber verilen Neşet Ömer Bey de gelmişti. Abravaya ile ******'e gereken tedavileri yapıyorlar ve bazı önlemler alıyorlardı. Neşet Ömer Bey bir ara "Dilinizi göreyim efendim." diye seslendi. ****** dilini yarıya kadar dışarı çıkardı. Neşet Ömer Bey "Biraz daha uzatınız efendim." diye seslenince, ******, Neşet Ömer Bey'e bakarak ;
- "Vealeykümüsselam" diyerek gözlerini kapattı. ****** son kez komaya girmişti.
9-10 Kasım gecesini rahatsız geçiren ****** artık derin bir uykuda gibi yatıyor ve ölümü bekliyordu. 10 Kasım 1938 günü saat 8 gibi bir ara gırtlağından Hı Hı Hı sesleri çıkarmıştı.
Saat dokuzu beş geçe gözlerini son kez açarak, etrafına baktı ve hemen kapattı.
Büyük Önder ****** ölmüştü.


Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:10 pm


ÖLÜM İLANI





******'ün ebediyete intikal edişi Türk Halkına şöyle duyuruluyordu;
Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin resmi tebliğidir:
"Müdavi ve müşavir tabiplerin neşredilen SON raporu, ******'ün dünyaya gözlerini kapadığını bildirmektedir.
Bu acı hadise ile Türk vatanı büyük yapıcısını, Türk milleti ulu şefini, insanlık büyük evladını kaybetti. Milletimize, içimiz yanarak, bu tarife sığmayan ziya'dan dolayı en derin taziyelerimizi sunarız.
Kederlerimizin tesellisini ancak ve ancak O'nun büyük eserine bağlılıkta ve aziz vatanımızın hizmetinde ararız. Şurasını da her şeyden evvel beyan etmeliyiz ki, ölmez olan, onun büyük eseri, Cumhuriyet Türkiye'sidir. Hükümetimiz, içinde bulunduğumuz bu mühim anda, bugüne kadar olduğu gibi dikkatle vazife başındadır. Müesses olan nizam ve idame hususunu, büyük Türk milletinin hükümetiyle tek vücut olarak teyit ve temin edeceğine şüphe yoktur.
Teşkilat-ı Esasiye Kanununun 33. maddesi mucibince Büyük Millet Meclisi derhal yeni reisicumhuru intihap edecektir. Türkiye'nin en büyük makamına, Teşkilat-ı Esasiye Kanununa göre geçecek zatın etrafında hükümetiyle, şanlı ordusuyla ve bütün kuvvetleriyle Türk Milleti sarsılmaz bir varlık olarak toplanacak ve yükselmesine devam edecektir.
Bugün ayrılığına ağladığımız büyük şefimiz ******, her vakit Türk Milletine güvendi. Eserlerini bu güvenle yaptı. İdamesi esbabını da istikmal ederek güvenle büyük milletimize bıraktı. Ebedi Türk Milleti onun eserlerini ebediyetle yaşatacaktır. Türk gençliği onun kıymetli vediası olan Türkiye Cumhuriyetini daima koruyacak ve onun izinde yürüyecektir.
Kemal ******, Türk'ün tarihinde ve gönlünde daima yaşayacaktır."


Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Gamze Paz Ağus. 12, 2007 4:13 pm

CENAZE NAMAZI

Son vazifeler yerine getirilirken, dini şart ve örfler itina ve hassasiyetle yerine getirilmiştir. Cenaze namazının bir camide kılınıp kılınmama yolunda dinen ne gerektiği konusunda, Makbule Atadan Hanımefendi Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri Hasan Rıza Soyak'a danıştı, İlahiyat Fakültesi kelam ilmi ve İslam Felsefesi ordinaryüs Profesörlerinden Mehmed Şerafettin Yaltkaya'nın fikri alındı. Din alimi, cenaze namazlarının muhakkak camilerde kılınması yolunda kesin bir kayıt olmadığını bildirmiş ve daha çok makam, kıdem ve selahiyeti olarak, bir de Diyanet İşleri Başkanlığı'nın görüşlerinin alınmasını tavsiye etmiştir.
Bunun üzerine Diyanet İşleri Başkanı Mehmed Rıfat Börekçi'nin fikri sorulmuştur. Milli Mücadelenin meşruiyetine dair Anadolu Uleması fetvasına, ilk imza koyan din adamı, "O'nun cenaze namazı, tertemiz hale getirdiği bütün vatanda, bu farizanın yerine getirilebildiği her yerde kılınabilir" fetvasını vermiştir.
******'ün cenaze namazını, Diyanet İşleri Başkanlığı yapan, Ord. Prof. Mehmet Şerafettin Yaltkaya kıldırmıştır.
Gamze
Gamze
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1224
Kayıt tarihi : 13/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

VE ÖLÜMÜ   :'( Empty Geri: VE ÖLÜMÜ :'(

Mesaj tarafından Onur Paz Ağus. 12, 2007 4:43 pm

Sad
Onur
Onur
Süper Mod.
Süper Mod.

Mesaj Sayısı : 1527
Kayıt tarihi : 20/06/07

Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz