NAZIM HİKMET
4 posters
BAKTABUL :: GENEL KÜLTÜR :: Biyografi
1 sayfadaki 1 sayfası
NAZIM HİKMET
Nâzım Hikmet
--------------------------------------------------------------------------------
Nazım Hikmet'in Eserleri
Nâzım Hikmet'in ilk şiir kitabı Bakû'de yayımlanmıştır :
Güneşi İçenlerin Türküsü (1928)
(Bu kitaptaki şiirler daha sonra Türkiye'de basılan kitaplarında şairin yasaları
gözeterek yaptığı bir iki değişiklikle yer aldı.)
Türkiye'de 1929-1938 arası yayımlanan şiir kitapları :
835 Satır (1929)
Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
Varan 3 (1930)
1+1=1 (1930)
Sesini Kaybeden şehir (1931)
Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)
Gece Gelen Telgraf (1932)
Portreler (1935)
Taranta-Babu'ya Mektuplar (1935)
Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)
Oyunları :
Kafatası (1932)
Bir Ölü Evi (1932)
Unutulan Adam (1935)
Çeşitli :
Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936)
İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936)
Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936)
Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)
1949'da, Nâzım Hikmet cezaevindeyken, Ahmet Halit Kitabevi, Ahmet Oğuz
Saruhan takma adıyla La Fontaine'den Masallar'ı yayımladı.
Bu çeviri yapıt dışında, tam 29 yıl Nâzım Hikmet'in kitapları Türkiye'de basılmadı.
Ölümünden iki yıl sonra, 1965'te, "Yön" dergisinin Kurtuluş Savaşı Destanı'nı
yayımlaması gözü pek bir davranış olarak değerlendirildi.
Arkasından, başta İzlem ile Dost Yayınevleri olmak üzere, ilerici yayınevleri, önce şairin sağlığında Türkiye'de basılmış kitaplarını, sonra dış ülkelerde Türkçe olarak yayımlanmış kitaplarını yayımlamaya başladılar. Bu yayınlar sürekli olarak kovuşturmalara uğradı. Bazıları toplatıldı, davalar açıldı.
Piraye ile Nâzım Hikmet'in üvey kardeşi Metin Yasavul'un sahibi oldukları, Memet Fuat'ın yönetimindeki De Yayınevi ise, şairin Bursa Cezaevi'ndeyken basıma hazırlayıp Piraye'ye bırakmış olduğu kitapların yayımına başladı. Bunlar içerde dışarda daha önce basılmamış kitaplardı. şair ölmeden önce yaptığı konuşmalarda bu kitaplardan bazılarının
kaybolmuş olduğunu söylemişti.
De Yayınevi'nde birinci basımı yapılan kitaplar :
Saat 21-22 şiirleri (1965)
Dört Hapisaneden (1966)
Rubailer (1966)
Ferhad ile şirin (1965)
Sabahat (1965)
Memleketimden İnsan Manzaraları (5 cilt, 1966-1967)
Bütün bu kitapları basıma Memet Fuat hazırlamıştı. Saat 21-22 şiirleri ile Dört
Hapisaneden için iki kez mahkemeye verildiyse de sonuçta beraat etti.
Ferhad ile Şirin'in daha önce dışarda yapılmış olan, yarıdan sonrası kaybolduğu
için yeniden yazılmış bir basımı vardı. De Yayınevi'nin bastığı şairin Bursa Cezaevi'nde yazdığı asıl metindi.
Bulgaristan'da yayımlanan Memleketimden İnsan Manzaraları ise De Yayınevi
basımının tekrarıydı.
Bilgi Yayınevi, 1968'de, Cevdet Kudret'in basıma hazırladığı Kuvâyi Milliye'yi
yayımladı. Bu Nâzım Hikmet'in cezaevinden çıktıktan sonra İnkılap Kitabevi için hazırladığı Kurtuluş Savaşı Destanı'nın yeni bir düzenlemesiydi. şair gerçi bu destanı Memleketimden İnsan Manzaraları'nın içine yerleştirmişti, oradan çıkarılıp ayrı olarak yayımlanmasını istemiyordu. Ama cezaevinden çıktıktan sonra gerçek bir özgürlük ortamında olmadığını gördü. Kimse onun yapıtlarını yayımlamayı göze alamıyordu. İnkılap Yayınevi'nin yaptığı öneriyi çok parasız kaldığı bir dönemde kabul ederek Kuvâyi Milliye'yi düzenledi. Ama İnkılap Yayınevi parasını peşin ödediği bu kitabı bile yayımlamaktan çekindi, on yedi yıl
sonra, Cevdet Kudret aracılığıyla Bilgi Yayınevi'ne devretti.
Gene 1968'de Bilgi Yayınevi Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar'ı; De
Yayınevi Cezaevi'nden Memet Fuat'a Mektuplar'ı yayımladılar. İki yıl sonra da Cem Yayınevi Bursa Cezaevi'nden Vâ-Nû'lara Mektuplar'ı yayımladı. 1975'te De Yayınları arasında Memet Fuat'ın Nâzım ile Piraye'si çıktı. Bu kitap
Nâzım Hikmet'in Piraye'ye yazdığı mektuplardan bölümler seçerek şairin yaşamıyla şiirleri arasındaki iç içeliği gösteren duyarlı bir çalışmaydı. Mektupların tümü değildi, ama öyle sanıldı.
(Yirmi üç yıl sonra, 1998'de, Adam Yayınevi Piraye'ye Mektuplar adıyla Nâzım
Hikmet'in cezaevi yılları boyunca Piraye'ye yazdığı mektupların tümünü iki cilt olarak yayımladı.)
1975-1980 arasında Cem Yayınevi Nâzım Hikmet'in Tüm Eserleri dizisini yayımladı.Şerif Hulusi ile birlikte notlar yazarak başladıkları 9 kitaplık bu diziyi, çalışma arkadaşının ölümü üzerine Asım Bezirci yalnız tamamladı.
1980'de Kemal Sülker Yazko Yayınları'nda Nâzım Hikmet'in Bilinmeyen İki şiir
Defteri'ni yayımladı.
1988-1990 arasında Adam Yayınevi Nâzım Hikmet'in bütün yapıtlarını 28 kitaplık bir dizide topladı. Dizinin editörlüğünü Memet Fuat, araştırmacılığını Asım Bezirci yaptılar.
Bugün satışta bulunan bu dizideki kitapların dökümü şöyledir :
Şiir :
1. 835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden
şehir)
2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini Niçin Öldürdü; Gece Gelen
Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin
Destanı; şeyh Bedreddin Destanı'na Zeyl)
3. Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 şiirleri; Dört Hapisaneden;
Rubailer)
4. Yatar Bursa Kalesinde
5. Memleketimden İnsan Manzaraları
6. Yeni şiirler
7. Son şiirleri
8. İlk şiirler
9. La Fontaine'den Masallar
(Sekizinci kitap Nâzım Hikmet'in çocukluk şiirleriyle hece şiirlerini içeriyor. şair bunların büyük bir bölümünün toplu şiirleri arasına alınmasını herhalde istemezdi.
Dokuzuncu kitap takma adla yayımlanan La Fontaine çevirileridir.)
Oyun :
10. Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir
Rüyadır)
11. Ferhad ile şirin (Yolcu; Ferhad ile şirin; Sabahat; Enayi)
12. Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya; İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?)
13. Demokles'in Kılıcı (İstasyon; İnek; Demokles'in Kılıcı; Tartüf - 59)
14. Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her şeye
Rağmen) (On ikinci kitapta yer alan Evler Yıkılınca Nâzım Hikmet'in kaybolduğunu söylediği oyunlarından biridir. Piraye'nin sakladığı yapıtlar arasında şairin el yazısıyla temize çekilmiş olarak bulunmuş, ilk olarak bu dizide yayımlanmıştır.)
Roman, Öykü, Masal :
15. Kan Konuşmaz
16. Yeşil Elmalar
17. Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim
18. Hikâyeler
19. Çeviri Hikâyeler
20. Masallar
(Nâzım Hikmet yalnızca Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim adlı romanıyla Sevdalı
Bulut adlı masallar kitabını kendi adıyla yayımlamıştı. Ötekiler para kazanmak için acele yazılıp gazetelerde takma adlarla yayımlanmış ürünlerdir.)
Yazılar :
21. Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil
22. Yazılar (1924-1934)
23. Yazılar (1935)
24. Yazılar (1936)
25. Yazılar (1937-1962)
26. Konuşmalar
(Nâzım Hikmet'in bu kitaplarda yer alan yazılarının büyük çoğunluğu çeşitli takma adlarla gazetelere yazdığı köşe yazılarıdır.)
Mektuplar :
27. Nâzım ile Piraye
28. Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
(1998'de Adam Yayınevi'nin Piraye'ye Mektuplar adıyla iki cilt olarak yayımladığı yapıt da bu bölüme eklenmelidir.) Ayrıca gene Adam Yayınları arasında Memet Fuat'ın hazırladığı Nâzım Hikmet'in Seçme Şiirler kitabı da yer almaktadır
--------------------------------------------------------------------------------
Nazım Hikmet'in Eserleri
Nâzım Hikmet'in ilk şiir kitabı Bakû'de yayımlanmıştır :
Güneşi İçenlerin Türküsü (1928)
(Bu kitaptaki şiirler daha sonra Türkiye'de basılan kitaplarında şairin yasaları
gözeterek yaptığı bir iki değişiklikle yer aldı.)
Türkiye'de 1929-1938 arası yayımlanan şiir kitapları :
835 Satır (1929)
Jokond ile Sİ-YA-U (1929)
Varan 3 (1930)
1+1=1 (1930)
Sesini Kaybeden şehir (1931)
Benerci Kendini Niçin Öldürdü (1932)
Gece Gelen Telgraf (1932)
Portreler (1935)
Taranta-Babu'ya Mektuplar (1935)
Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin Destanı (1936)
Oyunları :
Kafatası (1932)
Bir Ölü Evi (1932)
Unutulan Adam (1935)
Çeşitli :
Şeyh Bedreddin Destanına Zeyl, Millî Gurur (1936)
İt Ürür Kervan Yürür (Orhan Selim adıyla fıkralar, 1936)
Alman Faşizmi ve Irkçılığı (inceleme, 1936)
Sovyet Demokrasisi (inceleme, 1936)
1949'da, Nâzım Hikmet cezaevindeyken, Ahmet Halit Kitabevi, Ahmet Oğuz
Saruhan takma adıyla La Fontaine'den Masallar'ı yayımladı.
Bu çeviri yapıt dışında, tam 29 yıl Nâzım Hikmet'in kitapları Türkiye'de basılmadı.
Ölümünden iki yıl sonra, 1965'te, "Yön" dergisinin Kurtuluş Savaşı Destanı'nı
yayımlaması gözü pek bir davranış olarak değerlendirildi.
Arkasından, başta İzlem ile Dost Yayınevleri olmak üzere, ilerici yayınevleri, önce şairin sağlığında Türkiye'de basılmış kitaplarını, sonra dış ülkelerde Türkçe olarak yayımlanmış kitaplarını yayımlamaya başladılar. Bu yayınlar sürekli olarak kovuşturmalara uğradı. Bazıları toplatıldı, davalar açıldı.
Piraye ile Nâzım Hikmet'in üvey kardeşi Metin Yasavul'un sahibi oldukları, Memet Fuat'ın yönetimindeki De Yayınevi ise, şairin Bursa Cezaevi'ndeyken basıma hazırlayıp Piraye'ye bırakmış olduğu kitapların yayımına başladı. Bunlar içerde dışarda daha önce basılmamış kitaplardı. şair ölmeden önce yaptığı konuşmalarda bu kitaplardan bazılarının
kaybolmuş olduğunu söylemişti.
De Yayınevi'nde birinci basımı yapılan kitaplar :
Saat 21-22 şiirleri (1965)
Dört Hapisaneden (1966)
Rubailer (1966)
Ferhad ile şirin (1965)
Sabahat (1965)
Memleketimden İnsan Manzaraları (5 cilt, 1966-1967)
Bütün bu kitapları basıma Memet Fuat hazırlamıştı. Saat 21-22 şiirleri ile Dört
Hapisaneden için iki kez mahkemeye verildiyse de sonuçta beraat etti.
Ferhad ile Şirin'in daha önce dışarda yapılmış olan, yarıdan sonrası kaybolduğu
için yeniden yazılmış bir basımı vardı. De Yayınevi'nin bastığı şairin Bursa Cezaevi'nde yazdığı asıl metindi.
Bulgaristan'da yayımlanan Memleketimden İnsan Manzaraları ise De Yayınevi
basımının tekrarıydı.
Bilgi Yayınevi, 1968'de, Cevdet Kudret'in basıma hazırladığı Kuvâyi Milliye'yi
yayımladı. Bu Nâzım Hikmet'in cezaevinden çıktıktan sonra İnkılap Kitabevi için hazırladığı Kurtuluş Savaşı Destanı'nın yeni bir düzenlemesiydi. şair gerçi bu destanı Memleketimden İnsan Manzaraları'nın içine yerleştirmişti, oradan çıkarılıp ayrı olarak yayımlanmasını istemiyordu. Ama cezaevinden çıktıktan sonra gerçek bir özgürlük ortamında olmadığını gördü. Kimse onun yapıtlarını yayımlamayı göze alamıyordu. İnkılap Yayınevi'nin yaptığı öneriyi çok parasız kaldığı bir dönemde kabul ederek Kuvâyi Milliye'yi düzenledi. Ama İnkılap Yayınevi parasını peşin ödediği bu kitabı bile yayımlamaktan çekindi, on yedi yıl
sonra, Cevdet Kudret aracılığıyla Bilgi Yayınevi'ne devretti.
Gene 1968'de Bilgi Yayınevi Kemal Tahir'e Mapusaneden Mektuplar'ı; De
Yayınevi Cezaevi'nden Memet Fuat'a Mektuplar'ı yayımladılar. İki yıl sonra da Cem Yayınevi Bursa Cezaevi'nden Vâ-Nû'lara Mektuplar'ı yayımladı. 1975'te De Yayınları arasında Memet Fuat'ın Nâzım ile Piraye'si çıktı. Bu kitap
Nâzım Hikmet'in Piraye'ye yazdığı mektuplardan bölümler seçerek şairin yaşamıyla şiirleri arasındaki iç içeliği gösteren duyarlı bir çalışmaydı. Mektupların tümü değildi, ama öyle sanıldı.
(Yirmi üç yıl sonra, 1998'de, Adam Yayınevi Piraye'ye Mektuplar adıyla Nâzım
Hikmet'in cezaevi yılları boyunca Piraye'ye yazdığı mektupların tümünü iki cilt olarak yayımladı.)
1975-1980 arasında Cem Yayınevi Nâzım Hikmet'in Tüm Eserleri dizisini yayımladı.Şerif Hulusi ile birlikte notlar yazarak başladıkları 9 kitaplık bu diziyi, çalışma arkadaşının ölümü üzerine Asım Bezirci yalnız tamamladı.
1980'de Kemal Sülker Yazko Yayınları'nda Nâzım Hikmet'in Bilinmeyen İki şiir
Defteri'ni yayımladı.
1988-1990 arasında Adam Yayınevi Nâzım Hikmet'in bütün yapıtlarını 28 kitaplık bir dizide topladı. Dizinin editörlüğünü Memet Fuat, araştırmacılığını Asım Bezirci yaptılar.
Bugün satışta bulunan bu dizideki kitapların dökümü şöyledir :
Şiir :
1. 835 Satır (835 Satır; Jokond ile Sİ-YA-U; Varan 3; 1+1=1; Sesini Kaybeden
şehir)
2. Benerci Kendini Niçin Öldürdü (Benerci Kendini Niçin Öldürdü; Gece Gelen
Telgraf; Portreler; Taranta-Babu'ya Mektuplar; Simavne Kadısı Oğlu şeyh Bedreddin
Destanı; şeyh Bedreddin Destanı'na Zeyl)
3. Kuvâyi Milliye (Kuvayi Milliye; Saat 21-22 şiirleri; Dört Hapisaneden;
Rubailer)
4. Yatar Bursa Kalesinde
5. Memleketimden İnsan Manzaraları
6. Yeni şiirler
7. Son şiirleri
8. İlk şiirler
9. La Fontaine'den Masallar
(Sekizinci kitap Nâzım Hikmet'in çocukluk şiirleriyle hece şiirlerini içeriyor. şair bunların büyük bir bölümünün toplu şiirleri arasına alınmasını herhalde istemezdi.
Dokuzuncu kitap takma adla yayımlanan La Fontaine çevirileridir.)
Oyun :
10. Kafatası (Ocak Başında; Kafatası; Bir Ölü Evi; Unutulan Adam; Bu Bir
Rüyadır)
11. Ferhad ile şirin (Yolcu; Ferhad ile şirin; Sabahat; Enayi)
12. Yusuf ile Menofis (Allah Rahatlık Versin; Evler Yıkılınca; Yusuf ile Menofis; İnsanlık Ölmedi Ya; İvan İvanoviç Var mıydı Yok muydu?)
13. Demokles'in Kılıcı (İstasyon; İnek; Demokles'in Kılıcı; Tartüf - 59)
14. Kadınların İsyanı (Kadınların İsyanı; Yalancı Tanık; Kör Padişah; Her şeye
Rağmen) (On ikinci kitapta yer alan Evler Yıkılınca Nâzım Hikmet'in kaybolduğunu söylediği oyunlarından biridir. Piraye'nin sakladığı yapıtlar arasında şairin el yazısıyla temize çekilmiş olarak bulunmuş, ilk olarak bu dizide yayımlanmıştır.)
Roman, Öykü, Masal :
15. Kan Konuşmaz
16. Yeşil Elmalar
17. Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim
18. Hikâyeler
19. Çeviri Hikâyeler
20. Masallar
(Nâzım Hikmet yalnızca Yaşamak Güzel şey Be Kardeşim adlı romanıyla Sevdalı
Bulut adlı masallar kitabını kendi adıyla yayımlamıştı. Ötekiler para kazanmak için acele yazılıp gazetelerde takma adlarla yayımlanmış ürünlerdir.)
Yazılar :
21. Sanat, Edebiyat, Kültür, Dil
22. Yazılar (1924-1934)
23. Yazılar (1935)
24. Yazılar (1936)
25. Yazılar (1937-1962)
26. Konuşmalar
(Nâzım Hikmet'in bu kitaplarda yer alan yazılarının büyük çoğunluğu çeşitli takma adlarla gazetelere yazdığı köşe yazılarıdır.)
Mektuplar :
27. Nâzım ile Piraye
28. Cezaevinden Memet Fuat'a Mektuplar
(1998'de Adam Yayınevi'nin Piraye'ye Mektuplar adıyla iki cilt olarak yayımladığı yapıt da bu bölüme eklenmelidir.) Ayrıca gene Adam Yayınları arasında Memet Fuat'ın hazırladığı Nâzım Hikmet'in Seçme Şiirler kitabı da yer almaktadır
genche- YÖNETİCİ
- Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 10/06/07
Geri: NAZIM HİKMET
OTOBİYOGRAFİ1902'de doğdum
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşında Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insanlar otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Prag'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbetini tuttum tabutunun başında 924'te
961'de ziyaret ettim anıt kabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam de şart değil
başbakan fakan olacağım da yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir
(11.9.'61 - Doğu Berlin)
NÂZIM HİKMET RAN
15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü'nde güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten ayrıldı, bu arada ilk şiirlerini yayımladı. 1921 başlarında Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Anadolu'ya geçti, Bolu'da öğretmen olarak görevlendirildi. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazıldı. Burada siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1924'te yurda döndü. Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği'ne gitti. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. 1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de orduyu ve donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı; kitaplarını yayınlatma, oyunlarını oynatma olanağı bulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca Romanya üzerinden tekrar Moskova'ya gitti. 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. 3 Haziran 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Moskova'da Novodeviçye Mezarlığı'nda toprağa verildi.
doğduğum şehre dönmedim bir daha
geriye dönmeyi sevmem
üç yaşında Halep'te paşa torunluğu ettim
on dokuzumda Moskova komünist üniversite öğrenciliği
kırk dokuzumda yine Moskova'da Tseka-Parti konukluğu
ve on dördümden beri şairlik ederim
kimi insanlar otların kimi insan balıkların çeşidini bilir
ben ayrılıkların
kimi insan ezbere sayar yıldızların adını
ben hasretlerin
hapislerde de yattım büyük otellerde de
açlık çektim açlık grevi de içinde ve tatmadığım yemek yok gibidir
otuzumda asılmamı istediler
kırk sekizimde Barış madalyasının bana verilmesini
verdiler de
otuz altımda yarım yılda geçtim dört metrekare betonu
elli dokuzumda on sekiz saatte uçtum Prag'dan Havana'ya
Lenin'i görmedim nöbetini tuttum tabutunun başında 924'te
961'de ziyaret ettim anıt kabri kitaplarıdır
partimden koparmağa yeltendiler beni
sökmedi
yıkılan putların altında da ezilmedim
951'de bir denizde genç bir arkadaşla yürüdüm üstüne ölümün
52'de çatlak bir yürekle dört ay sırtüstü bekledim ölümü
sevdiğim kadınları deli gibi kıskandım
şu kadarcık haset etmedim Şarlo'ya bile
aldattım kadınlarımı
konuşmadım arkasından dostlarımın
içtim ama akşamcı olmadım
hep alnımın teriyle çıkardım ekmek paramı ne mutlu bana
başkasının hesabına utandım yalan söyledim
yalan söyledim başkasını üzmemek için
ama durup dururken de yalan söyledim
bindim tirene uçağa otomobile
çoğunluk binemiyor
operaya gittim
çoğunluk gidemiyor adını bile duymamış operanın
çoğunluğun gittiği kimi yerlere de ben gitmedim 21'den beri
camiye kiliseye tapınağa havraya büyücüye
ama kahve falına baktırdığım oldu
yazılarım otuz kırk dilde basılır
Türkiye'mde Türkçemle yasak
kansere yakalanmadım daha
yakalanmam de şart değil
başbakan fakan olacağım da yok
meraklısı da değilim bu işin
bir de harbe girmedim
sığınaklara da inmedim gece yarıları
yollara da düşmedim pike yapan uçakların altında
ama sevdalandım altmışıma yakın
sözün kısası yoldaşlar
bugün Berlin'de kederden gebermekte olsam da
insanca yaşadım diyebilirim
ve daha ne kadar yaşarım
başımdan neler geçer daha
kim bilir
(11.9.'61 - Doğu Berlin)
NÂZIM HİKMET RAN
15 Ocak 1902'de Selanik'te doğdu. Heybeliada Bahriye Mektebi'ni bitirdi. Hamidiye Kruvazörü'nde güverte subayı iken, sağlık nedeniyle askerlikten ayrıldı, bu arada ilk şiirlerini yayımladı. 1921 başlarında Kurtuluş Savaşı'na katılmak için Anadolu'ya geçti, Bolu'da öğretmen olarak görevlendirildi. Daha sonra Batum üzerinden Moskova'ya giderek Doğu Emekçileri Komünist Üniversitesi'ne (KUTV) yazıldı. Burada siyasal bilimler ve iktisat okudu. 1924'te yurda döndü. Aydınlık Gazetesinde yayınlanan yazı ve şiirleri yüzünden on beş yıl hapsi istenince yeniden Sovyetler Birliği'ne gitti. 1928 Af Kanunu'ndan yararlanıp tekrar yurda döndü. Resimli Ay dergisinde çalışmaya başladı. 1932'de yeniden dört yıl hapse mahkûm olduysa da, bu kez Onuncu Yıl Affı'ndan yararlandı. Gazetecilik yaptı, film stüdyolarında çalıştı. 1938'de orduyu ve donanmayı isyana teşvik ettiği iddiasıyla 28 yıl 4 ay hapis cezasına çarptırıldı. Çankırı ve Bursa cezaevlerinde yattı. 1950'de özgürlüğüne kavuştuysa da sürekli olarak izlenmekten kurtulamadı; kitaplarını yayınlatma, oyunlarını oynatma olanağı bulamadı. Askere alınması kararlaştırılınca Romanya üzerinden tekrar Moskova'ya gitti. 1951'de T.C. yurttaşlığından çıkarıldı. 3 Haziran 1963'te bir kalp krizi sonucu yaşama veda etti. Moskova'da Novodeviçye Mezarlığı'nda toprağa verildi.
genche- YÖNETİCİ
- Mesaj Sayısı : 63
Kayıt tarihi : 10/06/07
Geri: NAZIM HİKMET
bu adamın siirlerını cok sevıom
Onur- Süper Mod.
- Mesaj Sayısı : 1527
Kayıt tarihi : 20/06/07
BAKTABUL :: GENEL KÜLTÜR :: Biyografi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz